Bermondsey
Kıyıları bir zamanlar rıhtımlar ve depolarla dolu olan, iç kesimlerindeki binalarsa büyük yangında kullanılamaz hale gelen Bermondsey, günümüzde Londra’nın elit kesiminin rağbet gösterdiği bir yerleşim bölgesi. Kültürel açıdan oldukça zengin olan modern görünümlü semtte gezilecek yerlerin başında St. Mary Magdalen Kilisesi ve Bermondsey Antika Pazarı geliyor.
Hackney
Londra tatili sırasında hem sosyal açıdan hareketli hem de etnik çeşitliliğe sahip bir yerde vakit geçirmeyi arzu ederseniz Hackney’i gezi listenize dâhil edebilirsiniz. Gastronomi tutkunlarının hoşuna gidecek publar ve restoranlar ile dolu olan bölgedeki butiklerde vintage giyim ürünleri bulabilirsiniz.
Primrose Hill
Londra Hayvanat Bahçesi’nin tam karşısında yer alan Primrose Hill, kent manzarasını izleyebileceğiniz 6 ideal noktadan biri. Deniz seviyesinden yüksekliği 63 metre olan tepenin içerisinde yer aldığı yeşil alan, kent yönetimi tarafından 1841’de Eton College’dan satın alınmış.
Mayfair
Alışveriş açısından cazip fırsatları bünyesinde barındıran Mayfair, Londra’nın kalburüstü yerleşim bölgeleri arasında başı çekiyor. Kentin en prestijli restoran ve barlarından bir kısmının faaliyette olduğu semtte Kraliyet Sanat Akademisi gibi görülmeye değer müzeler ve galeriler bulunuyor.
Bloomsbury
Sınırları içerisinde British Museum, Britanya Kütüphanesi ve London College gibi ikonik kurumların bulunduğu Bloomsbury, zengin bir tarihi birikime sahip. Gastronomik açıdan da ilginizi çekebilecek yerleşimde hemen hemen her sokakta ve meydanda Victoria döneminin mimari ihtişamını yansıtan binalara denk gelebilirsiniz.
The British Museum
Koleksiyonunda çeşitli medeniyetlere ait 13 milyondan fazla eseri barındıran The British Museum, 1753 yılında kurulmuş. Şimdiki binasına 1850’de taşınan kültürel tesisin 54 numaralı sergi alanı Anadolu eserlerine ayrılmış durumda. Müze koleksiyonundaki en dikkat çekici eserlerin başında Parthenon Heykelleri, Mısır Mumyaları, Lindow Adamı, Sutton Hoo Hazinesi ve Rosetta Taşı geliyor.
The Gherkin
30 St. Mary Axe ya da daha yaygın kullanılan ismiyle The Gherkin, 2004 yılında inşa edilmiş. Tasarımı itibariyle bir puroyu andıran 41 katlı yapı, 500 bin metrekarelik alanı kaplıyor. Alışveriş alanlarının da bulunduğu binanın en üst katındaki restorana çıkarsanız kentin etkileyici manzarası eşliğinde keyifli bir akşam yemeği yiyebilirsiniz.
Westminster
Londra denildiğinde akla gelen birçok ikonik yapıya ev sahipliği yapan Westminster, kente tatil yapan bireylerin en çok zaman geçirdikleri bölgeler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Keyifli vakit geçirmenizi sağlayacak pek çok yeme-içme ve alışveriş mekânının bulunduğu tarihi bölgeyi popüler kılan yapıların en önemlileri olarak Buckingham Sarayı, Westminster Abbey, Parlamento Binası, Big Ben, Kraliyet Akademisi gösteriliyor.
Green Park
Buckingham Sarayı’nın hemen yanında yer alan Green Park, kentin yoğun atmosferinden bunalıp sakinlik arayanların sıklıkla ziyaret ettikleri bir alan. Birçok yerel kuş ve bitki türünün barınmasına olanak veren parkta zaman geçirirken karnınız acıkırsa Kanada Kapısı ve Ritz Köşesi yakınındaki tezgâhlara uğrayabilirsiniz.
St. James's Park
Buckingham Sarayı, Clarence House ve Whitehall ile çevrelenmiş 58 dönümlük alanı kaplayan St. James’s Park, Nisan’dan Eylül’e kadarki dönemde binlerce kişiyi konuk ediyor. Yeşil alan, sadece halk tarafından değil kraliyet ailesinin de katıldığı resmi törenler için de kullanılıyor. Parka gittiğinizde rahatlamak için patikalarda yürüyüş yapabilir ya da 400 yıldır buranın sakinleri olan pelikanların nasıl beslendiklerini izleyerek zaman geçirebilirsiniz.
Buckingham Palace
1703 yılında adını aldığı dük için ikametgâh olarak inşa edilen Buckingham Palace, 1837’den beri kraliyet ailesi tarafından resmi etkinliklerin gerçekleştirilebilmesi amacıyla kullanılıyor. 775 odalı ihtişamlı sarayın içerisindeki bazı alanları gezginler, rehberli turlara katılarak gezebiliyor. Bu turlar sırasında kraliyet sanat koleksiyonun bir kısmının sergilendiği Queens Galeri, hanedan üyelerinin kullandığı araçların bulunduğu Royal Mews ve 19 oda ziyaret ediliyor.
Columbia Flower Market
East End bölgesinde, Brick Lane ile Spitalfields’ın yakınında adını aldığı cadde üzerine her Pazar 08.00-15.00 saatleri arasında kurulan Columbia Flower Market, konuklarını oldukça renkli ve sıcak bir ortamda ağırlıyor. Dilerseniz caddeye geldiğinizde sadece bitki ve çiçek satışının yapıldığı tezgâhları gezebilir ya da vintage butiklerde, sanat galerinde, pastanelerde, antikacılarda alışveriş yapabilirsiniz.
Big Ben
Parlamento Binası’nın bitişiğinde yer alan saat kulesi, 13 ton ağırlığındaki çanı nedeniyle Big Ben adıyla anılıyor. 106 metre yüksekliğindeki kulenin inşasına 1844’te karar verilmiş ve yapım süreci 1859 yılında tamamlanmış. Kule, akşam saatlerinde ışıklandırma sistemi devreye girdiğinde göz alıcı bir manzara oluşturuyor.
St. Paul's Cathedral
111 metre yüksekliğindeki kubbesinin tasarım özellikleri nedeniyle Vatikan’daki San Pietro Bazilikası’na benzetilen St. Paul’s Cathedral, 1666 yılında çıkan büyük yangının ardından Sir Christopher Wren gözetiminde inşa edilmiş. Yapımı 1708’de tamamlanan dini yapının dikkat çekici bölümlerini Yüksek Altar ve Fısıltı Galerisi oluşturuyor.
Tower Bridge
Londra’nın en önemli simgesi konumundaki Tower Bridge’in inşası 1894’te tamamlanmış. İkonik köprünün tarihi ile ilgili önemli bilgileri, bünyesindeki gösterim merkezi aracılığıyla edinebilirsiniz. Hatta Glass Floor’a çıkarsanız, eşsiz bir manzarayı izleme olanağı bulabilirsiniz. Köprüde ziyarete açık durumdaki bir diğer ilgi çekici bölümse makine dairesi.
Bridge Kensington Palace
Kraliçe Victoria’nın doğduğu ve çocukluk dönemlerini geçirdiği Kensington Palace, günümüzde Cambridge Dükü ve Düşesi tarafından ikametgâh olarak kullanılıyor. 1689’da kraliyet mülkiyetine geçen sarayın tarihi bölümleri, rehberli turlar aracılığyla ziyaret edilebiliyor.
Emirates Stadium
Futbol tutkunuysanız, Londra gezilecek yerler listenize Arsenal’in maçlarını oynadığı Emirates Stadium’u ekleyebilirsiniz. Rehberli turlara katılarak oyuncuların ve teknik ekibin kullandıkları bölümler başta olmak üzere 59.867 oturma kapasiteli stadyumun önemli kısımlarını görme fırsatı bulabilirsiniz. Müzede ise Arsenal’in başarılarla dolu tarihi konusunda detaylara erişebilirsiniz.
Stamford Bridge Stadium
Londra’da futbolseverlerin zaman ayırabilecekleri bir diğer tesis ise Chelsea’nin iç saha maçları için kullandığı Stamford Bridge Stadium. Taraftarların kısaca “köprü” ismiyle andıkları stadyum, maksimum 41.631 kişiyi ağırlayabiliyor. Burada da rehberli turlar aracılığıyla önemli bölümler ziyaret edilebiliyor.
