Van gogh Müzesi
Museumplein’de 1973 yılında kapılarını ziyarete açan Van Gogh Müzesi, Gerrit Rietveld tarafından tasarlanan 4 katlı binada faaliyetlerini sürdürüyor. Kültürel tesiste sanatçıya ait 200’den fazla tablo ve 500’ün üzerinde çizim kronolojik sırayla sergileniyor. Sanatçının küçük kardeşi Theodore van Gogh tarafından derlenen bu koleksiyonun yanı sıra tesiste dönem dönem farklı isimlerin çağdaş sanat çalışmaları da tanıtılıyor.
Vondelpark
Etrafı müzelerle çevrili Vondelpark, önderliğini Christiaan Pieter van Eeghen’in yaptığı bir grup hayırseverin çabaları sonucunda 1864 yılında açılmış. Adını 17. yüzyılda yaşamış ünlü şair Joost van den Vondel’den alan park, yaz döneminde birçok kültürel ve sportif organizasyona ev sahipliği yapıyor. Yeşil alan, organizasyonların gerçekleştirildiği günler dışında ise oldukça sessiz bir ortama sahip.
Anne Frank Evi
1960 yılında müze haline getirilerek ziyarete açılan Anne Frank Evi, II. Dünya Savaşı döneminde Naziler’in kentte yarattığı umutsuzluk ve yıkılmışlık hissini konuklarına yaşatıyor. Evi önemli kılan en büyük ayrıntı, Anne Frank ve ailesinin 2 yıl boyunca burada saklanmış olması. Müzeyi ziyaret ettiğinizde evin içerisinde yer alan ve gizli bir kapıdan ulaşılabilen Anne ve Peter odalarını, Otto Frank Sergisi’ni ve Anne Frank tarafından yazılmış günlüğü inceleme fırsatı bulabilirsiniz.
Rembrant Evi Müzesi
Jodenbreestraat üzerinde bulunan Rembrandt Evi Müzesi, 1911’den beri Hollandalı ünlü ressamın hayatı hakkında bilgi edinmek isteyen sanat tutkunu bireylerin yoğun ilgisini çekiyor. Red Light District’e yakın konumdaki müzenin faaliyet gösterdiği ev, 1639-1660 yılları arasında Rembrandt’ın mülkiyetindeymiş. Kültürel tesisin içerisinde, sanatçıya ait çalışmaların ve eşyaların sergilendiği alan dışında bir adet kongre merkezi bulunuyor.
Dam Meydanı
Kentin simgesi olmuş birçok binaya ev sahipliği yapan Dam Meydanı; günlük hayatı gözlemlemek, fotoğraf çekmek, alışveriş yapmak ve bir şeyler yiyip içmek için Amsterdam’daki en ideal bölgelerin başında geliyor. Kraliyet Sarayı, Nieuwe Kerk gibi önemli tarihi yapılar ve Madame Tussauds gibi popüler cazibe merkezleri ile çevrili alanın ortasında bulunan anıt, 1956 yılında II. Dünya Savaşı’nda yaşamını yitirenler anısına dikilmiş.
Amsterdam Kraliyet Sarayı
Tasarımında Roma’daki kamu binalarının örnek alındığı Amsterdam Kraliyet Sarayı, belediye binası olarak kullanılmak üzere 1648-1665 yılları arasında inşa edilmiş. Yapımında kullanılan taşların Almanya’dan getirtildiği saray içerisinde sergilenen birçok eşya, Kral Louis Bonaparte döneminde imal edilmiş.
Amsterdam Arena
Hollanda 1. Ligi’nin güçlü ekiplerinden Ajax’ın iç saha maçlarını oynadığı Amsterdam Arena, 1993-1996 yılları arasında inşa edilmiş. Oturma kapasitesi 54 bin kişi olan stadyumun yapımında, 140 milyon Euro’ya yakın harcama yapılmış. Görkemli tesis, futbol maçlarının dışında kültürel etkinliklere de ev sahipliği yapıyor. Futbol takımının kazandığı kupalar ve diğer ödüllerin sergilendiği müze başta olmak üzere stadyumdaki birçok önemli bölümü rehberli turlara katılarak gezebilirsiniz.
Müzeler Bölgesi’nde en fazla ziyaretçi çeken kültürel tesislerden biri olan Rijksmuseum, 1800 yılında kent yöneticilerinin koleksiyonlarının sergilenmesi amacıyla Lahey’de kurulmuş. Dünyanın en büyük Flemenk sanat koleksiyonunun bulunduğu tesis, Kral Louis Bonaparte’ın emri doğrultusunda 1808’de Amsterdam’a taşınmış. Müzede Flemenk kökenli sanatçıların çalışmalarının yanı sıra geniş bir Asya Sanatı koleksiyonu sergileniyor. Bahçesindeki “I Amsterdam” yazısı, kentte fotoğraf çekilebilecek en güzel yerlerden biri olarak gösteriliyor.