Mobil Menü Icon
BARCELONA ARDA TURAN MESSİ NEYMAR SUAREZ

Barcelona… Şehri gibi insanı kendine çeken, takip etmeye kayıtsız kalamadığınız bir futbol takımı… Şampiyonluklarıyla olduğu kadar gelenekleri, efsaneleri ve futboluyla da milyonları hayran bırakan, bırakmaya devam eden bir kulüp. Bugün hangi futbolcuya sorsanız bu formayı giymek ister, bugün hangi futbolsevere sorsanız Camp Nou’da bu takımı izlemek ister. Peki siz? Bir maç bileti ile o koltuklarda yerinizi almak ister misiniz?

 

 

Barcelona Futbol Kulübü özellikle son 10 yıldır, hem La Liga’da hem de Şampiyonlar Ligi’nde sıra dışı bir performans ortaya koydu. Teşbihle ilerlersek; bu duvarın ilk tuğlasını önce Rijkaard koydu, sonra La Masia’da bu takımın özgün felsefesi ile yetişen futbolcular. Sonra onlardan biri olan Guardiola yükseltti, tuğlaları ve şimdilerde Messi liderliğinde, Luis Enrique’nin taktikleriyle ‘duvar’ büyümeye devam ediyor. Öyle ki takım, ligde son 10 sezonun 6’sında şampiyon, 3’ünde ikincilik elde etti. Bu ikinciliklerin birini, sadece ikili averajla; bir diğeriniyse kendi sahasında 2 puan kaybederek, Atletico Madrid’e verdiği kupa ile aldı. Şampiyonlar Ligi’ne baktığımızdaysa son 10 sezonda 5 kupa, 4 yarı final görüyoruz. Yani Barcelona, Devler Ligi’nde 2006’dan bu yana çıktığı hiçbir finali kaybetmedi.

 

Tamam, Barcelona taraftarlarına/sevenlerine son 10 yıldır sürekli kupalar, finaller, şampiyonluklar hediye ediyor. Peki, hafızalarımıza kattığı diğer unutulmaz hikayeler? Tümörle verdiği savaştan galip çıkan Eric Abidal’in kupa kaldırışını, bu takımda gördük, Tito Vilanova’nın hem kanserle hem rakiplerle mücadele edişini bu takımda gördük, Pep Guardiola’nın tüm coğrafyalarda konuşulan oyun tarzını bu takımda gördük. Lionel Messi adında bir gencin Deco’nun yerine oyuna girişini, İniesta’nın Şampiyonlar Ligi kupasını getiren golden sonra formasını çıkarıp çılgınca koşuşunu, Puyol’un Xavi’nin kaptanlık nasıl yapılır diye gösterişini, insanüstü çalımlar atan Ronaldinho’nun rakip tribünler tarafından alkışlanışını, bir takımın Unicef’in adını göğsünde taşıyışını… Barcelona şimdilerde hikayelere MessiSuarezNeymar üçlüsü ile devam ediyor.

 


 

Futbolseverlerin hafızlarına kazınan ‘üçlü’ler az ama özdür, yıllar geçse de üstünden, bu kalpler onları unutmaz. Bizden örneklerle başlayacak olursak, Metin – Ali – Feyyaz ya da Oğuz – Aykut – Rıdvan… Van Basten – Gullit – Rijkaard ya da daha geriye gidersek Best – Law – Charlton… Yeni dönemde Xavi – Messi – Iniesta’ya da aşinaydık ancak Xavi’nin vedası ve Barcelona takım yapısının kabuk değiştirmesi ile takıma yeni katılan üst düzey iki futbolcu, 2010’ları sürerken yeni bir dönem açtı: Messi – Suarez – Neymar dönemi! Üçü bir arada olduğunda durdurulmaları çok zor, hatta öyle ki –biraz mübalağa edelim- bazı futbolseverlerin seyir zevkini kaçıracak derecede, sinir bozucu seviyede iyiler.

 

La Liga’da yeni sezon alışılmışın dışında başladı, goller açısından oldukça kısır geçen bir-iki haftanın ardından lig eski haline döndü ve gol düelloları başladı. Her daim Cristiano Ronaldo ile Lionel Messi üzerinden yapılan gol karşılaştırmaları, bu yıl ibrenin Neymar’a dönmesi ile daha da renkli bir hal aldı, neticesinde Neymar da Altın Top adaylarından biri oldu.  FC Barcelona ise ancak 11. Haftada devralabildiği liderliği, ertesi hafta 4 gollü El Clasico galibiyeti ile taçlandırdı. Şampiyonluğun en güçlü adayı yine onlar!

 


 

Barcelona’yı bu yıl Camp Nou’da izlemek için Messi – Neymar – Suarez üçlüsü yeterince güçlü bir neden, tabii. Ama şimdi düşününce Türk futbolunun yetiştirdiği en büyük yeteneklerden birini, Arda Turan’ı da, o stadyumda izleyebilme ihtimali, sizleri de heyecanlandırmıyor mu? Bir maç bileti ile Dünyanın en iyi takımlarından birini, futbol tarihine şimdiden adını yazdırmış bir üçlüyü ya da Arda’yı izlemek istemez misiniz?

En Yeniler

Yukarı Çık